Bu sabah kahvaltıda misafirim vardı. Türk kahvaltılarının zenginliğini ve çeşitliliğini bilmeyenimiz yoktur. Hele ki bir de misafir gelecekse... Tabi ben şimdi kahvaltı masasındakileri saymayacağım😊. Ancak gelen misafirimin yumurtaya karşı alerjisi olduğunu bilmediğimden, kaynatmış olduğum yumurtalar boşa gitti, sadece onlara üzüldüğümü söyleyebilirim. Neyse, çok güzel geçen bir kahvaltı sohbeti ve ardından yapılan çay keyfi sonrasında masamızı toplamaya başladım. Ama söylemiş olduğum gibi yumurtaların ziyan oluşuna üzüldüğümden, çöpe atmaya da kıyamadım ve illa ki bir şekilde değerlendiririm düşüncesiyle, bir kenara ayırdım. Bugün günlerden pazar olması sebebiyle dün gece çok geç yatan çocuklar için, zaten birazdan kahvaltı hazırlayacağımdan, yumurtaları dolaba kaldırmadım. Onların da pek fazla kaynamış yumurta sevmediğini bildiğimden, pek umudum yoktu ama yine de "denemekte fayda var" diye düşündüm. Birazdan gözlerini ovuşturarak yanıma gelen küçük oğlum Eren, acıktığını söyledi. Ardından büyük ihtimalle onun kalkma sesine uyanan büyük oğlum da yanımıza geldi. Onlara da güzel bir kahvaltı hazırladım ve az önceden kalan kaynamış yumurtaları da önlerine koydum. İkisi de tam tahmin ettiğim gibi yemek istemedi. Birkaç kez ısrar etmeme rağmen ikisi de yemeyince, daha fazla üstelemedim. Galiba yumurtalar çöpe gidiyor diye düşünürken aklıma bir fikir geldi. Onlara dönerek "Siz bu yumurtaları yemezseniz, benim elimdeki bu süt şişesi onları yutacak" dedim. Onlar da şaşırarak "Nasıl yani?" dediler. Ben de ağzı genişçe olan, boş cam süt şişesini önlerine koydum. Büyük oğluma dönerek, önünde bulunan kaynamış ve soyulmuş yumurtayı, şişenin ağzına koymasını söyledim. O da koydu ama yumurta şişenin ağzından içeriye girmedi. Bu sıra oğlum gülerek, "Bak anne, şişe de yumurtayı sevmedi, görüyor musun içine girmiyor" dedi😊. Ben de çaydanlıkta bulunan sıcak sudan, şişenin içerisine bir miktar döktüm(Yaklaşık şişenin yarısına kadar). Daha sonra oğluma, elindeki yumurtayı yine şişenin ağzına koymasını söyledim. O da elindeki yumurtayı, yine az önce yapmış olduğu şekliyle şişenin ağzına koydu. Birkaç saniye içerisinde yumurtamız şişenin ağzından içeri doğru kayarak suyun içerisine düştü. Bu defa ben gülerek, "Sizin beğenmeyip yemediğiniz yumurtayı, şişe nasıl da yuttu gördünüz mü?" dedim. Onlar da şaşırarak, neden az önce yumurtanın şişenin ağzından içeri girmediğini, şimdi girdiğini sordular. Ben de basitçe ve onların anlayabileceği şekilde, bunun hava basıncı ile alakalı olduğunu söyledim. Başlangıçta şişenin içerisi boş olduğu için, iç basınç ve dış basınç oranlarının birbirini çok etkilemediğini, ancak şişeye sıcak su doldurduktan sonra, iç basıncın azaldığını ve dışarıdaki basıncın arttığını; bu sebeple yumurtayı içeri doğru ittirdiğini söyledim. Sanırım bu kadar bilgi, kahvaltı masası için gayet yeterli oldu, gerisini zaten okulda öğrenecekler. Yumurtaları zaten yemeyeceklerini tahmin ettiğim için, çok büyük bir kayıp olmadı. Ayrıca bu sayede küçük bir deney yapmış, bunu çok güzel ve faydalı bir şekilde değerlendirmiş olduk. Kahvaltı yaparken artan yumurtaları farklı bir şekilde değerlendirmek isteyen annelere tavsiye ederim. Yapmak isteyenler için malzemelerimiz:
- Bir adet kaynamış ve soyulmuş yumurta
- Bir adet ağzı geniş cam şişe (Yumurta sığamayacak genişlikte)
- Kaynamış su
Hahaha yumurta deyince gözüm döndüğünden bizde hiç artmaz yumurta :D Güzel bir deney olmuş, bizimkiler küçükken ne çok şeyler yapardık onu hatırladım :)
YanıtlaSilYumurtayı ben de severim ama maalesef çocuklarıma sevdiremedim bir türlü. Ayrıca beğenmenize sevindim, yorumunuz için teşekkürler..
YanıtlaSilheeey polisiye gerilim okuycağın zaman söle bana sen. hepsini okuyom ben yaaa. sölerim sana iyilerini. henning mankel, arnaldur indridason, arne dahl, camilla lackberg, wulf dorn, katzenbach filan. dizi istersen söyle bu tür müthiş diziler var :)
YanıtlaSilOooo süpermiş. Şimdi yeni bir tane başladım. Ama tavsiyelerini değerlendiririm
YanıtlaSil