Deutsche Kinderbücher

Etiketler

17 Mayıs 2018 Perşembe

Çocuklara Oyunla "Disiplin" Eğitimi



İnsanoğlu hangi yaşta, hangi konumda, hangi ortamda olursa olsun, mutlaka yaşamın içerisinde "disiplin" gerekiyor. Hatta "Ağaç yaşken eğilir" sözünü göz önünde bulundursak, çocuklarda bu disiplin eğitiminin önemi ve gerekliliği, diğer yaşlara göre daha ağır basıyor. Ancak çocuklara sözlü olarak "Elini yıka, dişini fırçala, oyuncaklarını topla, vs."  şeklinde komutlar vererek disipline etmek, pek de başarılı bir sonuca ulaştırmayabilir. Çocuk, doğası gereği sürekli bir heyecan, hareket, farklılık arayışı içindedir.  Bu yüzden, öğretilmek istenen davranışlar, oyun şeklinde verilirse, sonuca ulaşma da bir o kadar hızlı, kolay ve pozitif yönde olur. Bu yüzden biz de bu akşam ailece, sessiz sinema şeklinde küçük bir oyun oynadık. Amacımız, evde uyuması gereken kuralları oyun şeklinde çocuklara tekrar ettirmek. Her akşam, "Yatmadan önce dişlerini fırçala" demektense, oyun şeklinde bunu hatırlatmak daha etkili olur diye düşündüm. Bunun için, küçük kağıtlara birkaç kural yazdık ve sessiz sinema şeklinde sırayla hepimiz anlattık. Tahmin ettiğimden daha eğlenceli geçti. Çocuklara sözlü olarak sürekli yapmaları gereken şeyleri tekrar ettiğimizde, hem sıkıcı oluyor, hem de ters günlerindeyseler inatlaşmalar sonucu  tam tersi bir sonuçla da karşılaşabiliyoruz. Ama oyun şeklinde yapıldığında, çocuk kendisine mesaj verildiğini fark etmeden, tamamıyla oyun olarak algılayarak hem eğleniyor, hem öğreniyor ya da tekrar ediyor. Denediğim ve pozitif sonuç aldığımdan dolayı herkese tavsiye ediyorum. 



Oyunumuz şöyle:

Öncelikle küçük kağıtlara istediğimiz kuralları yazıyoruz.



                             
                                                                   





Daha sonra bunları katlıyoruz.

 


     Sonra da oynuyoruz...

  



    










Bu konuyla ilgili çok güzel bir hikayeyi de paylaşmak istiyorum.

Evi terk etmeye karar vermişti, artık babasının sürekli ikaz ve söylenmelerine katlanmak istemiyordu. 
"Diş fırçalarken suyu açık bırakma"
"Salondan en son kim çıktı? televizyon neden açık"
"Odada kimse yok, ışıkları niçin kapatmıyorsun?"
"Makası kullanıp, neden tekrar yerine bırakmıyorsun?"
Sabah bir iş görüşmesine gidecek ve eğer kabul edilirse aile evini bırakıp, kedisine bir ev kiralayacaktı. Kararı kesindi. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu.
Sabah, babası onu kapıda uğurladı. 
- Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum. 
Dedi ve her zamankinden daha fazla harçlık verdi.
Görüşme adresine gelince, kapıda bekçi yoktu. Bahçe kapısı açıktı ama sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı, giren çıkan herkes bu demire değiyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi. Bahçede bir hortum suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı. Bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayrı ihtiyarı bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti. Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetti ve bu durumundan nefret duymaya başladı. 
Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerindeki okla görüşme salonuna gider, yazan bir kağıt ters bir şeklide asılı duruyordu. Onu düzeltmek istemedi, fakat babası sanki karşında duruyor gibiydi ve ona; "Onu düzelt" diyordu sanki. Kağıdı düzeltip, görüşme salonuna girdiğinde diğer adaylar oturmuş sıralarını bekliyorlardı. Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yer aydınlatıyordu. Aldırmak istemedi fakat babasının sesini duyar gibi oldu sanki "kapatın bu ışıkları" diyordu. Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu.
Sıra ona gelince görüşme odasına çağrıldı.
Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi. Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu. Bunu bir tuzak saydı ve imtihanın bir parçası olmalı. Dedi kendi kendine. Ne cevap vereceğini bilemedi. 
Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı. 
Karşısındaki adam; Neyi düşünüyorsunuz? Diye sordu.
Biz burada kimseye soru sormadık. Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiç birisi senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıkları ve ters kağıt hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Yeni işin hayırlı olsun.
Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına, kızması geldi aklına ondan pişmanlık duydu ve bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı. Eve çok mutlu döndü ve ertesi gün babasını alıp yeni işyerini göstermek için can atıyordu.
ALINTIDIR...
























8 yorum:

  1. Ne güzel bir paylaşım bu. Son hikaye harikaydı. Emeğine sağlık Berlin :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, ben de bu hikayeyi okuduktan sonra evde böyle bir etkinlik yapmaya karar verdim. Disiplin önemli... Sevgilerimle 💕

      Sil
  2. Hikaye çok güzeldi. Bende evde aynı bu modda geziyorum. Anne olunca demek ki böyle oluyormuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, zorlu bir süreç ama inşallah üstesinden geliriz. Hikaye gerçekten benim de çok hoşuma gitti. Güzel dersler çıkarılabilir. 😊

      Sil
  3. hikaye çokzeldi yaaa :) senin oyun da iyimiş, yani iyi kandırıyon çocukları hihihi :) irem gördüü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, oyunla öğrenme güzel oluyor. O zaman İrem'e kolay gelsin.✍🏻📝

      Sil
  4. Ben hikayede travma gordum :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Travma hayatın her köşesinde. Biraz da burada olsun:)))

      Sil