Deutsche Kinderbücher

Etiketler

28 Şubat 2019 Perşembe

28 Days Blog Challange 28



28. Bugün meydan okumanın son günü, neler oldu, koca bir ay nasıl geçti, meydan okuma nasıldı merak ettim..

Sevgili Ezgi'nin başlatmış olduğu bu meydan okumaya katılıp katılmama konusunda kararsızdım. Aslında katılmayı çok istiyordum ama her güne bir yazı yetiştiremem diye de korkuyordum. En sonunda cesaretimi toplayıp, katılmaya karar verdim. İyi ki de katılmışım. 28 gün boyunca, kendimde büyük bir sorumluluk hissedip yazı yazma ve diğer blog arkadaşlarımın yazılarını da bu sayede takip edebilme fırsatı buldum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bu 28 gün hem çok eğlenceli, hem de çok verimli geçti. Ama ne yalan söyleyeyim, bazen günlük hayattaki yoğunluktan yazmaya fırsat bulamayacağım diye korktum. Hatta iki günlük küçük bir hastane maceram da oldu. Ancak hepsine rağmen hiç ara vermeden, her gün yazdım ve bu meydan okumayı başarıyla bitirmiş oldum. 👏👏👏
Aslında Ezgi'nin hazırlamış olduğu bu sorularla hem kendimizi, hem de blog arkadaşlarımızı daha güzel tanımış olduk diye düşünüyorum. Takıntılarımızı, arızalarımızı, eksikliklerimizi birbirimizle paylaştık ve böylece birbirimizle daha sıkı bir bağ kurduk diyebilirim. 

TEŞEKKÜRLER EZGİ






27 Şubat 2019 Çarşamba

28 Days Blog Challange 27



27. Bazı günler enerjin düşük uyanırsın ya da birşey olur modun düşer. Ne yaparsın da toplarsın? Var mı sihirli bir kaç önerin ?

Genellikle önemli bir işim olmadığı günler hep üzerimde bir yorgunluk, halsizlik, miskinlik olur. Canım hiçbir şey yapmak istemez. Tembellik had safhaya ulaşır. Ama yapmam gereken bir iş olursa, full enerji ile güne başlarım. 

Böyle tembel günlerimde, beni toparlayacak tek şey büyük bir fincan Türk kahvesi. O minik fincanlar kesmez beni. Büyük olacak☕️. Onu içtikten sonra biraz canlanırım. Sonra güzel bir film açarım. Bütün enerjim yerine gelir. Yeter ki sağlık olsun🙏 Gerisi yağmur gibi gelip geçici💦

26 Şubat 2019 Salı

28 Days Blog Challange 26




26. Maddi ya da manevi neye ihtiyacın var ?

Düşündüm ve bulamadım. Demek ki şükür hiçbir şeye ihtiyacım yok. Tabi insanoğlu olandan hep fazlasını ister. Şöyle birkaç milyon Euro olsa hiç fena olmaz. 💶💶💶💶

Bunların dışında benim, ailemin ve tüm sevdiklerimin sağlığının devamı, huzuru, bereketi hiç eksilmesin, çoğaldıkça çoğalsın. En önemlisi bunlar❤️

25 Şubat 2019 Pazartesi

28 Days Blog Challange 25




25. Alfabe oyunu gibi düşün. A-Z ye sevdiğim şeyler listesi. A denince aklına ilk ne geldi mesela ? Böyle tüm alfabeyi hazırla bakalım.

Ailem👨‍👩‍👦‍👦
Başarı🏆
Ceviz
Çikolata🍫
Dondurma🍧
Eymen+Eren❤️
Fındıklı latte
Gözleme
Hediye🎁
Ihlamur
İstanbul🇹🇷
Jelibon
Kahve+kitap☕️+📕
Lahana sarması
Mehmet (eşim)❤️
Nar
Okumak📕📗
Özgürlük
Patlamış mısır 🍿
Resim yapmak🎨
Seyahat✈️
Şarkılar 🎼
Türkiyem🇹🇷
Uyumak 🛌
Üzümlü kurabiye🍪
Video çekmek 🎥
Yazmak ✍🏻📝
Zeytinli açma

24 Şubat 2019 Pazar

28 Days Blog Challange 24


24. Farklı şehirlerdeyiz ya da aynı yerde bile olsak herkesin önerisi kendine özel olur eminim. Bulunduğun şehir ile ilgili öneri listesi şahane olur bence. Bir günüm var neler yapabilirim orada ? Nerede leziz birşeyler yiyebilirim bir düşün bakalım ?

 

Bir gün yolunuz Berlin'e düşerse, tabii ki öncelikle blog arkadaşınız olan benimle yüz yüze tanışıp, beraber güzel bir gün geçirmenizi isterim. 
Eşimle beraber sık sık kahvaltı yaptığımız Peri Restorant ilk durağımız olur. Kahvaltısı güzel, çeşit fazla, seçenek çok👍.



Güzel bir kahvaltının ardından, Berlin'in sembolü sayılan Brandenburger Tor ve ardından Fernsehturm'a gider, gezer ve bol bol fotoğraf çekeriz.


Eğer müze seven bir blog arkadaşımsa gelen, burada Müzeler Adası (Museuminsel) adı verilen bir yer var. Bir sürü görülmeye değer müze burada peşpeşe sıralanmış, ziyaretçilerini bekliyor. Kesin oraya gideriz.





Bu kadar kestikten sonra kesin acıkmışızdır. Öğlen yemeğimizi Berlin'de "Küçük İstanbul" adı verilen Kreuzberg semtinde yeriz. Adım başı Türkler'le karşılaşacağımız bir semt. Doktoru, marketi, eczanesi, kuaförü, yani aklınıza gelebilecek ve ihtiyaç duyulabilecek her şeyi Türkçe dilinde, hatta Türkler'le halledebilirsiniz. Burada  "Hasır Restorant" oldukça meşhurdur. Yemekleri güzel ve temiz. Tercihimiz sanırım burası olur.




Yemek sonrası, bu semtte küçük bir gezinti yaparız. Hatta bu semtte salı ve cuma günleri Türk pazarı da kuruluyor. Aynı Türkiye'deki gibi. Sebze-meyve, kumaş, ıvır zıvır her şey var. 
Hazır buraya gelmişken, Berlin Duvarı kalıntılarına da bakmaya gideriz.




Buranın ardından, belki alışveriş yapmak isteyebiliriz. Bunun için de Potsdamer Platz'a gideriz. Biraz da hediyelik eşya alırız. Sonra bence  kesin yorulmuş oluruz. Köşedeki Starbucks'da fındıklı latte içer, yorgunluğumuzu atar, günün değerlendirmesini yaparız. 
Aslında gezeceğimiz daha çok yer var ama vaktimiz yetmez. Eğer biraz vakit kalırsa, kanalda tekne turu yapıp, gezilecek ve görülecek birçok yeri bu tur aracılığı ile görmüş oluruz.





Akşam yemeğine de evimde misafir etmek isterim. Ellerimle hazırladığım yemeklerden tattırmadan, misafirimi yollamam. 💕




















23 Şubat 2019 Cumartesi

28 Days Blog Challange 23


23. Neler Yapıyorum yazısı hazırlıyoruz. Maddeler için benim bir yazıma bakabilirsiniz. Örnek yazı linki için buraya bir tık.

Aslında bu soruya neler yapıyorum değil de, neler yapmak istiyorum şeklinde cevaplarsam daha güzel olacak. Çok açık ve net söylemek gerekirse, günlük hayatın koşturmacasından, iş-ev-çocuk üçgeninden pek de farklı bir şey yapmaya maalesef vakit bulamıyorum. Ama vakit bulursam, farklı motiflerden ben de bir şeyler yapmak istiyorum. Bloglarda gördükçe içim gidiyor. Ahşap boyama tarzı şeyler de çok hoşuma gidiyor. Ancak bunda da hem malzeme, hem de zaman sıkıntısı olduğundan dolayı bir türlü el atamadım. 
Bu arada neler yaptıklarıma gelirsek; gitar çalmayı öğrenmeye başlamıştım ama bu sıralar onu da boşladım. Tekrar kendime disiplinli bir plan yapmalıyım. Bunun dışında bir ara puzzle yapmaya iyi merak sarmıştım. Çok eğlenceli bir hobi. Aynı çekirdek çitlemek gibi, bir başladın mı bırakmak istemiyorsun. Önce sevgili kardeşim puzzle yapmaya merak sarmıştı. Ondan  imrenerek ben de başladım ve oldukça güzel 1000-2000 parçalı puzzleler yaptım. Yaptıklarımdan bazıları:










22 Şubat 2019 Cuma

28 Days Blog Challange 22


22. İnanıyorum bu yazı faydalı olacak, bildiğin şeyler hakkında ipucu verebilirsin. Ne bileyim mutfak ipuçları ya da fotoğraf ile ilgili ya da şu an hiç aklıma gelmeyen birşeyle ilgili.. İpuçları hayati önem taşırlar, içlerinde deneyim barındırırlar..


Yeni öğrenip denediğim bir kolaylığı paylaşayım. Benim gibi patatesi 3 veya 5 kiloluk fileyle alıp, en sonunda çoğunu yemeden çürütüp atanlar varsa, bu yazıyı okuyabilir⤵️
Eğer sürekli patates, soğan almamak için biraz fazla alıyorsanız, patates ve soğanların yanına bir adet elma koyarsanız, çürümesi ya da yeniden dal-budak çıkarmasını önemli ölçüde geciktirebilirsiniz. Tarafımdan da denenip onaylandığı için, herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. 

Bir de deodorant günlük hayatta  en çok kullandığımız kozmetik ürünlerden biri sayılabilir. Hele ki yaz aylarında:) Ancak kimyasal bileşenlerinden dolayı çok fazla tercih edilmek istenmeyebilir. Ben oğlum doğduktan sonra deodorantı, ciltte emilip süte olumsuz tesiri dokunabilir düşüncesiyle bırakmıştım. Belki öyle bir yan etkisi yoktur ama ben o ara öyle düşünmüştüm. Ancak doğal bir alternatif var mı diye araştırmış ve karbonat mucizesi ile karşılaşmıştım. Gerçekten hem doğal, hem de süper etkili.  Karbonatı bir tuzluğa doldurdum. Parmak uçlarımı ıslatıp, üzerine bir miktar karbonat döküp koltuk altıma sürünce, 24 saat etkili mükemmel bir deodorant elde etmiştim. Bazen hala da bunu yapıyorum. Denemek isteyenler için yaşasın karbonat mucizesi😉

21 Şubat 2019 Perşembe

28 Days Blog Challenge 21



21. Herhangi bir konuda eleştiri hazırlayabilirsin, telefon uygulaması, kitap, müzik ya da restoran ne istersen sana kalmış.

Dün akşam çocukları okuldan alıp eve gelirken, Eymen evin çok yakınında yeni açılmış bir restorandan döner almak istedi. Ben de tamam dedim. Eline parayı verdim ve alıp gelmesini, benim onu dışarıda bekleyeceğimi söyledim. Sevinçle içeri koştu ve sırada beklemeye başladı. Önünde iki kişi vardı ve onların siparişi hazırlanıyordu. Bütün duvarları camdan olunca, içeriyi çok rahat görebiliyordum. Sıra Eymen'e geldi. Ama tezgahtaki adam, içeriye yeni giren orta yaşlı adama isteğini sorup, siparişini almak istedi. Adam da Eymen'i göre göre siparişini yine de verdi. Aşırı derecede tepem attı. Çocuk olduğu için önemsenmeyen oğlumun hemen yanında belirdim ve önce tezgahtaki adama; "Sırayı karıştırdınız galiba. Sıra bu çocukta idi" dedim. O da bana "Fark etmemişim, bir dahakine her geleni fotoğraflar öyle sırayı takip ederim" gibi saygısızca cevap verince daha da sinirlendim. Bu arada diğer adam da hala siparişini sıralamaya çalışıyordu. Ona dönüp, "Hadi tezgahtaki satıcı gerçekten fark etmeyebilirdi (bu çok normal, ama bu sefer öyle bir durum söz konusu değildi), ama siz önünüzde duran ve parasını uzatmaya çalışan bu çocuğu görmüyor musunuz? Deyince adam, "Neyse, önce o alsın bari" dedi. Sanki lütfetti. Şimdi benim bu yazım hem satıcıya, hem müşteriye, hem de böyle davranan kişilere. 
Ben çocuğumu özellikle yalnız gönderiyorum ki, özgüveni gelişsin, Türkçe konuşma kabiliyetini geliştirsin, para ödeme, para üstü hesaplama gibi basit matematiksel becerilerini günlük hayatta kullansın, vs. Ancak bu tür insanlar yüzünden, tam tersi davranışları öğreniyorlar, bu da maalesef çok üzücü. 

20 Şubat 2019 Çarşamba

28 Days Blog Challange 20


20. Bugün hava nasıl ? Havaya göre bir liste hazıla mesela. ( film, kitap, kıyafet, yemek artık aklına ne gelirse )



Bugün Berlin'de hava, şu an itibari ile 6 derece. Gün içinde daha da yükseleceği söyleniyor. Şu anda teneffüste ilk çayımı yudumluyorum. Bugün dersim 15:30 da bitecek. Eğer yağmur yağmazsa, okul çıkışında çocukları aldıktan sonra küçük bir yürüyüş yapabiliriz. Tabi ben bu yürüyüş arasına bugünkü alınacaklar listesindekileri de sıkıştırıp, bir taşla iki kuş vururum. Zaten çok da bir şey almayacağım. Sonra eve döneriz. Hava hala erken karardığı için, dışarıda maalesef hafta içi pek vakit geçiremiyoruz. Eve dönünce, yıkanıp temizlenme aşamasını  da atlattıktan sonra, sıra yemeğe gelir. Dünden yemeğim olduğu için, onların yanına bir salata yaparım ve afiyetle yeriz. Bunun ardından yapacaklarımı, liste halinde sıralayayım.
- Mutfak toplanacak
- Çocuklar yarım saat serbest oynayacak
- Serbest oyun ardından herkes 20 dakika kitap okuyacak
- Türkiye'den aktardan alıp buraya getirdiğim kış çayı demlenecek ve çocuklara içirilecek (Bu sene soğuk havalardaki en güzel ve şifalı içeceğimiz oldu)
- Tabii ki çocuklar bu çayı içerken, eşim ve ben de bizim evin en büyük geleneği olan Türk kahvesi içeceğiz.
- Ailece Monopoly oynayabiliriz. 
- Yarınki giyecekler hazırlanacak. Hava durumu 6  ila 8° arasında gidip geldiğinden, bu duruma uygun kıyafetler seçilecek.
- Geçenlerde Dogs of Berlin  dizisine başlamıştım, fena değil. Çocuklar uyuyunca belki dördüncü bölümüne bakarız. 
Bu günlük bu kadar yeter sanırım.🙋

19 Şubat 2019 Salı

28 Days Blog Challange 19


19. En merak edilenlerden, baştan itibaren blog maceranı dinlemek isterim. 

Ben kitap okumayı ve yazı yazmayı çok seven biriyim. Küçük oğlum Eren doğduktan sonra, iki yıllık ev iznine ayrıldım. Bu arada evde bol bol okuma imkanı buldum. Ancak yazı yazma kısmını uzunca zamandır yapmadığımı farkettim. Bu arada çocuklarla evde yaptığım aktiviteleri bir kenara yazsam mı acaba diye düşündüm. Sonra bu fikri dijital ortamda yapayım da ilerde çocukların erişimi kolay olsun ve birlikte neler yaptıklarımızı görüp, okuyup hatırlasınlar diye düşündüm. İyi ki de böyle düşünmüşüm. İyi ki de burada yazıyorum. Çocuklarla yaptığımız aktivitelerden başka böyle mimlerle, meydan okumalarla daha zengin bir bloğa sahip olmuş oldum. Bu sayede çok güzel blog dostları tanımış, yeni bir çok yazılardan haberdar olmuş ve kendimce küçük bir hatıra defteri oluşturmuş oldum. 

18 Şubat 2019 Pazartesi

28 Days Blog Challenge 18


18. Evet bugün yaratıcı günümüz, bugün blogun için yeni bir seri başlat. Bu yazı ilki olsun ve elinden geldiğince her ay devam ettirmeye çalışabilirsin mesela..

Sanırım öğretmen olmadığını verdiği bir öğretme içgüdüsüyle bu seriyi başlatacağım. Bu maddeyi okuyunca, "Acaba nasıl bir seri başlatabilirim ve bununla ilgili her ay devam yazabilirim?" diye uzun uzun düşündüm. Aklıma ilk yemek tarifleri geldi, ama bunu benden çok daha iyi yapabilen, hatta her gün bu konuda mükemmel tarifler yazan blog arkadaşları olduğu için vazgeçtim. Sonra kitap tanıtımları aklıma geldi. Yukarıdaki aynı nedenden dolayı, bundan da vazgeçtim. Sonra aklıma başka bir fikir geldi. "Bir lisan bir insan" sözünü göz önünde bulundurursak, dil öğrenmek güzel bir şey. Dünya küçük. Her an, yeni bir yabancı dile ihtiyaç duyabiliriz. Ben de bugünden itibaren her ay, günlük hayatta en çok kullanılan belli başlı kelime veya kalıpları Almanca olarak, yazılışları ve okunuşlarıyla beraber sizlerle paylaşmak istiyorum.

O zaman Almanca Öğrenmek İsteyenler buraya⤵️
(Parantez içindekiler söyleniş şekli)

Günaydın: Guten Morgen (Gutun morgın)
İyi günler: Guten Tag (Gutun tag)
İyi akşamlar: Guten Abend (Gutun abınd)
İyi geceler: Gute Nacht (Gute naht)
Merhaba: Hallo (Hallo)
Güle güle: Tschüss (Çüüs)

17 Şubat 2019 Pazar

28 Days Blog Challange 17


17. Takıntı denmez belki ama, bazı eşyalara takılırız eskise de hep onları kullanırız ya, var mı senin de böyle takılıp kaldıkların ?

Taaa üniversite yıllarında kırmızı bir hırka almıştım. Öyle çok pahalı ya da markalı bir şey de değildi. Mezun olalı 14 yılı doldurmak üzere ve ben hala o kırmızı hırkayı kullanıyorum. Ne eskidi yıprandı ne de demode oldu. İşte ben bu kırmızı hırkada takılıp kaldım. 
Bunun dışında, bir de evlendiğim zamanlarda aldığım bir tarak var. Bir dişi geçen sene kırıldı. O da atamadıklarımdan. 
Ayrıca bitmiş reçel, bal kavanozlarını da atmaya kıyamıyorum. Hep, "bir ara kullanırım" düşüncesiyle bayağı biriktiler😊

16 Şubat 2019 Cumartesi

28 Days Blog Challange 16



16. Yine bir liste günü, herhangi bir konuda 10 maddelik bir liste hazırla. Artık konu sana kalmış.

Bugün hastaneden çıkıyorum. Her şey yolunda çok şükür🙏 Bugün listemiAma ben evde yokken alışveriş listesi kesin kabarmıştır. Şimdi bugün biraz kolaya kaçayım ve alışveriş listesinin ilk 10 maddesini buraya yazayım. 
Birazdan alınacaklar listesi:

1) Ekmek 🍞
2) Süt🍼
3) Maydanoz 
4) Domates🍅
5) Limon🍋
6) Diş macunu
7) Peynir
8) Yumurta🍳
9) Müsli 
10) Meyve 🍇🍌🍏

15 Şubat 2019 Cuma

28 Days Blog Challange 15

Herkese merhaba, ben bugün de hastanedeyim. Şükür ameliyat güzel geçti. Yarın çıkacağım inşallah. Burada interneti kısıtlı kullanabildiğimden, hızlıca paylaşımları okumaya çalışıyorum ama yorum yazamıyorum. Sorry😔 Bugünkü meydan okuma sorumuz şöyle:

15. En çok merak ettiğin birşeyi araştır, iyice öğren bize de anlat. Bilgileri paylaşalım belki başkasına farklı bir şekilde temas eder ne dersin ?

Havada Uçağın Tüm Motorları Durursa Ne Olur?l
Uçakla seyahatin en büyük sansasyonlarından biri, yerden 10 km yüksekte, bulutların üzerindeyken, bir titreme ve yavaşlama hissiyatı ile pilotun bir motorun devre dışı kaldığını duyurduğu anonstur. Peki bu ne anlama geliyor.
Öncelikle her şey kontrol altında. Endişelenmeyin.
Motorlar uçuş sırasında, kuş sürüsüne çarpma, volkanik küller, dolu, sistem arızası, yakıtın bitmesi vb sebeplerle kullanım dışı kalabilir.
Pilotlar, havada uçağın tüm motorlarının kaybedilmesi durumunda bile uçağı indirebilmek için eğitilir.
Dikkatli bir şekilde kitabına dalan ya da uyuyan bir yolcu bunu fark etmez bile.
Pilotlar uçağı yavaşlatıp, sorunu gidermek için daha alçak irtifaya iner.
Uçakların en az 2 tane olağanüstü güçlü motoru var.
Uçaklar tek motor ile uçuşun tüm aşamalarını gerçekleştirebilecek şekilde tasarlanır.
Ancak yine de, güvenlik amaçlı olarak havada motorların biri arızalanırsa uçağın menzili azaltılır ve en yakın havalimanına yönlendirilir.
Motor arızası durumunda uçak gökyüzünden bir anda düşmüyor. Kanatlarının yardımı ile güvenli ve kademeli olarak süzülüyor, inebiliyor.
Motorun çalışmadığı anlarda yapılan inişler normal bir inişe çok benzer.  Böylesi bir durumda yolcuların fark edebileceği en büyük fark, pistte acil durum personellerinin önlem olarak bekliyor olduğunu görmek olabilir.
Çok nadir görüldükleri için, motor arızası olayları hep abartılır.
Kasım 2010’da Singapur’dan Sidney’e giderken motoru yanan Qantas’ın Airbus A380’inin 4 motorundan 3’ü kullanım dışı kaldı. 45 dakika bu şekilde havada kalan çift katlı Jumbo jet 469 yolcusu ile sorunsuzca indi.
Hudson Mucizesi olarak bilinen US Airways 1549 numaralı uçuşunda, kuş çarpması sonucu motorları devre dışı kalan uçak Hudson Nehri’ne indi. Herkes tahliye edildi.
2001 yılında Toronto’dan Lizbon’a giden Air Transat’ın 236 nolu uçuşunda, Airbus A330, yanlış bakım yapılmış olması nedeniyle havada tüm motorlarını kaybetti. 20 dakika süzülen uçak başarıyla indi.
Özetle havada yaşanan motor arızalarının çoğunda, yolcular seyahat planlarında bir miktar gecikme yaşamak dışında çok fazla etkilenmiyor.
http://boardinginfo.com/havana-tum-motorlar-durursa-ne-olur/

14 Şubat 2019 Perşembe

28 Days Blog Challange 14



14. Sana soruyorum bugün gerçekten nasılsın ?


Bu soru, bu güne cuk diye oturdu. Neden diye soracak olursanız, bu yazıyı şimdi bir hastane odasından yazıyorum. Hastanedeyim, iki saat sonra ameliyata gireceğim. Ama merak edilecek bir durum yok. Burnumda et var, nefes almada zorluk çekiyorum. Bunun için küçük bir operasyon geçireceğim. 1-2 güne birşeyim kalmaz herhalde🙏
Dualarınız benimle olsun. 🙏


13 Şubat 2019 Çarşamba

28 Days Blog Challange 13



13. Bugün görsel zevk günü, bakmaya doyamadığın instagram hesapları ile tanıştır bizi.

İnstagram hesabım var ama aktif olarak pek kullanmıyorum. Belki haftada bir girer, ne var ne yok bakar çıkarım. Ama her girdiğimde baktığım birkaç sayfa var ve çok da severek takip ediyorum. Bunlar:

1) Çok güzel paylaşımları ve canlı yayın programları yapıyor. Takibe almanızı tavsiye ederim. 
https://instagram.com/uzm.ozgeselcukbozkurt

2) İnstagrama her girdiğimde, ilk baktığım kişidir diyebilirim. Her gün çok güzel paylaşımlar yapıyor. Şehir şehir dolaşıp seminerler veriyor. Kendisi öğretim üyesi ve aynı zamanda Prof. Dr. Çok pozitif bir insan.
https://instagram.com/akademisyenanne

3) Yine çok güzel ve kaliteli bilgilerin paylaşıldığı bir sayfa:
https://instagram.com/zekavakfi

4) Tarife her ihtiyaç duyduğumda ilk baktığım sayfalardan biri:
https://instagram.com/nefisyemektarifleri

5) Berlin'de yaşadığım için burada yapılacak olan etkinlikleri ya da olup bitenleri takip etmeme yarayan çok güzel bir sayfa:
https://instagram.com/berlinetkinlikleri

12 Şubat 2019 Salı

28 Days Blog Challange 12



12. Yaşasın meşhur moda blogger'ı gibi  hissedebilirsin bugün kendini. Kullanmaktan asla vazgeçmediğin, bittikçe yeniden aynısını aldığın şeylerini yaz da bilgilenelim..

Parfümüm (Chanel N5)
İlk olarak eşim hediye etmişti, o günden beri bittikçe alırım. Hem hafif, hem kalıcı, hem de güzel

Şampuanım
 Saçlarım çok dengesiz olduğu için ( bazen ciddi yağlı, bazen epeyce kuru ) bir sürü şampuan denedim. En sonunda bunda karar kıldım. Hem güzel kokuyor, hem saçımı besliyor (Kerastase)

El ve yüz kremim (Loccitane)
Olmazsa olmazım. Bu güne kadar kullandıklarım içerisinde en iyisi, yaklaşık altı aydır sürekli bunu kullanıyorum.

Deodorantım
Çok sık kullanmasam da bittikçe alırım. (Nivea)

Türk kahvem (Mehmet Efendi) Bir sürü farklı marka denedim, en vazgeçilmezi bence bu☕️

Günümün bana ayrılan keyif dakikalarını anlamlandıran biricik içeceğim. Daha bitmeden birkaç kutu stok yaparım. Kahvesini içtikten sonra telvesiyle de çoğunlukla maske yaparım. 

11 Şubat 2019 Pazartesi

28 Days Blog Challange 11


11. Son zamanlarda okuyup bitirdiğin kitabın yorumunu yazabilir misin ?

Evimde çok uzun zamandır bulunan, ama romanlardan bir türlü kafamı kaldırıp da elime adam akıllı alamadığım, aldıktan sonra da iki günde bitirdiğim "Tavuk Suyuna Çorba" kitabını tanıtmak istiyorum. Kitabı daha dün bitirdim. 
Zor zamanlar ve bu zamanları atlatan güçlü insanlar hakkındaki bu kitap umut, inanç, teselli ve merhamet dolu öykülerden oluşuyor. Kitapta toplam 111 adet öykü bulunuyor. Kitaptaki öykülerin çoğu  gerçek hayatta türlü zorluklarla karşılaşmış insanların ağzından anlatılmış. Hastalıktan sakatlığa, aile sorunlarından kayıplara, doğal afetlerden mağduriyetlere kadar değişen konular. Öykülerde anlatılan sıkıntıları atlatmak için insanların birbirine yardım etmesi gibi temalarla karşılaşıyoruz. Bu sayfalarda bazı dersler, destek, gözyaşları ve gülümseyişler buluyoruz. Bu kitabı okuduğumuzda, umut sayesinde sıkıntıların üstesinden gelebileceğimizi, biraz çaba göstererek dertlerimizden kolayca kurtulabileceğimizi, zorlukla yüzleşmekten kaçınmasak, yaşamamızda yepyeni mutluluklar bulabileceğimizi öğreniyoruz. 

Kitabı genel olarak çok beğendim. Okumakta geç kaldığımı düşünüyorum. Çünkü okuduktan sonra, kendimce problem saydığım bir çok şeyin, aslında bir hiç olduğunu daha iyi gördüm. Okumayanlara tavsiye edebileceğim güzel bir kitap. 


10 Şubat 2019 Pazar

28 Days Blog Challange 10



10. Şimdiki aklım olsa şu bölümde okurdum dediğin bir dal var mı ? Anlat bakalım neymiş ?

Küçüklüğümde, daha ilkokula giderken bana "İleride ne olacaksın?" diye sorduklarında, hep öğretmen olmak istediğimi söylerdim. Yıllar sonra bu hayalimi gerçekleştirdim. Şimdiki aklım olsa yine öğretmenlik mesleğini seçerdim. Çünkü, bu hayatta vaktim dolduktan sonra geriye bırakacağım şeyler, çocuklarım ve öğrencilerim olacak. Onlara verdiklerim yeşerecek. Belki onlarda   bir parçam tekrar yaşayacak. Öğrettiklerimi her kullandıklarında, belki adım geçecek. Belki teşekkürlerini bir duada toplayıp, bana bir demet sunacaklar. Bundan daha güzel bir meslek düşünemiyorum. 
Ancak, belki de İngilizce öğretmenliği  okusam daha güzel olabilirdi. İngilizce'nin eksikliğini her geçen gün daha da hisseder hale geliyoruz. Çağımız teknoloji çağı ve teknoloji dili İngilizce. 

9 Şubat 2019 Cumartesi

28 Days Blog Challange 9




9. Hakkında 5 garip şeyi söyle de bilelim ne kadar arızasın. 

Mükemmeliyetçiyim. Bazen bu gerçekten arıza derecesine yükseliyor. Beni çok rahatsız ettiği zamanlar da oluyor ama başa çıkmam zor. 

Akşamları yatmadan kapı pencere kontrolü ya da evden dışarı çıktıktan sonra kapıyı kilitledim mi sorusunu genellikle yaşıyordum. Ama son zamanlarda bunu aştım. 💪

Telefonla birisini arayıp ulaşamadığımda çok panik yaşıyorum. "Acaba bir şey mi oldu?" sorusu benim bütün günümü mahvediyor. 

Bu sıralar kahve içmeyi biraz abarttım. Biraz azaltmam gerekecek.☕️

Başka bulamadım🤔

8 Şubat 2019 Cuma

28 Days Blog Challange 8




8. Kolaya kaçıyorum, yazıyı sen yazmak zorunda değilsin. Bırak da bizim için seçtiğin 3 alıntıyı okuyalım bugün.


Geçen hafta Eymen'le ikinci kez okuduğumuz Küçük Prens kitabını çok seviyorum. Bu defa Almanca'sını ve Türkçe'sini paralel okuduk. Bir sayfasını  Türkçe dilinde, diğer sayfasına Almanca dilinde okuyarak ilerledik. Hiç sıkılmadan, oyun tadında okumuş olduk. Üç alıntıyı da kitap henüz elimizin altındayken hemen buradan yapmak istiyorum. Okurken bazı sözlerin altını da çizdik. En beğendiklerimiz de bunlar:

1) Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. “Kaç yaşında?” derler. “Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?” Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar. 
Deseniz ki, “Kırmızı kiremitli güzel bir ev gördüm. Pencerelerinde saksılar, çatısında kumrular vardı.” Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama, “Yüz bin liralık bir ev gördüm,” deyin, bakın nasıl “Aman ne güzel ev!” diye haykıracaklardır. 



2) "Kendini beğenmiş insanlar başkalarını kendine hayran sanır."


3) "Eğer kelebekleri tanımak istiyorsam, iki üç tırtıla da katlanmak zorundayım."

            

7 Şubat 2019 Perşembe

28 Days Blog Challenge 7



7. En çok neyi özlüyorsun bu hayatta hiç düşündün mü ?

Bu soruya kesinlikle "Çocukluğumu özlüyorum" cevabını veriyorum. Çünkü çocukluğumun içerisinde bir çok şeyi barındırıyorum. Çocukluk demek küçük şeylerden mutlu olmak, bayram sabahını sabırsızlıkla iple çekmek, misafir çocuklarıyla çatlayasıya kadar yiyip, yorgunluktan ölesiye kadar oyun oynamak demek. Hatta sayamayacağım kadar bir çok güzelliği içinde barındıran "çocukluğa özlemi" anlatan, duygularıma tercüman olan Halide Selcan Karagül'ün yazmış olduğu çok güzel bir şiir yayınlamak istiyorum. 

Çocukluğumu özledim
Henüz sorumluluk nedir bilmezken
Çocukça... dünyamda yaşarken
Elimde yapma oyuncaklarımla evcilik oynardım
Her renkten cam misketlerimi birbirine tokuştururdum
Bazen... Arkadaşlarımızla iki gurup olur çelik çomak vuruşturduk
Mahallenin kızlı-erkekli çocukları bir araya gelir
Birbirimizle güreş tutardık
Birbirimizin sırtlarını yere yapıştırır, tuş yapardık
Aklımıza estikçe dağcılara özgü dağ-bayır aşardık...
Ah! .. Bir bilseniz! .. Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Henüz savaş nedir bilmezken
Ellerimizde kendi yaptığımız silahlarla,
Kılıç, kalkan, mızrak, yay ve okla gezerdik
Mahallemizin çocukları iki ayrı saf seçerdik
Karşılıklı birbibirimizle savaş ederdik
Sonra... Aramızda barış yapar, ateşkes ilan ederdik
Çocuk yüreklerimizdeki saf, temiz masumiyetle
Büyük bir coşku taşkınlığıyla bir arada oynar
Yeniden koşuşturur, gülüp eğlenirdik...
Ah! .. Bir bilseniz! .. Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Babamın eve aldığı gazeteleri okurdum
Okuduktan sonra biriktirip bakkal amcaya satardım
Bir kaç kuruş kazanmak hoşuma gider mutlu olurdum
Büyük bir adam edasıyla alış-veriş yapar eve harcardım
Çocukluk işte biz ne bilirdik...
Harçlığımız bitince babamdan harçlık isterdik
Annemiz kızardı, kaş-göz işmar eder 'sakın ha! ..' derdi
'Zorda bırakmayın babanızı. Belki yoktur parası'
Utanırdık... başımızı yere eğerdik
Bazen de annemizden gizli isterdik...
Ah! ... Bir bilseniz! ... Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Her sabah kalkar el yüz yıkardık
Annemizin hazırladığı kahvaltıdan tadardık
Saçlarımız bir güzel taralı, kitaplarımız hazır okul yoluna düşerdik
Okul yolunda bir askeri kışla
Kışla önünde asker nöbette
Önünden geçerken durur, askere selam çakardım
'En büyük asker bizim asker' de bana selam verince
İçim pır pır olur, yüreğim sevinçle dolar mutlu olurdum...
Ah! .. Bir bilseniz! ... Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Okula gelince sıra olurduk
Karşımızda Atatürk'ün büstü, gönderde bayrak
Tüm okul andımızı okurduk
Koşuşurduk, sınıflara dolardık
Yoklamayı yapardı can öğretmenimiz
Sonra kendi halimize bırakırdı bizi can öğretmenimiz
Derste hep şekerleme yapardı can öğretmenimiz
Ne ders anlatırdı ne de öğretirdi güzel bir ilim
Ders paydos olunca çekip giderdi ah! ... öğretmenimiz...
Ah! .. Bir bilseniz! .. Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Okul çalışmalarına seçilmek onurdu bana
Güzel sözler duymak ödül olurdu bana
Ne güzeldi o günler hatıralarımda yaşar daima
Okulumuzun önünde bir dondurmacı amca dururdu
Dondurmasıda pek lezzetli olurdu
Beleşten yemesi daha da bir zevkli olurdu
Unutmak münkün mü o güzel günleri...
Ah! ... Bir bilseniz! ... Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Ah şu yaramaz çocuklar!
Hem laftan anlamaz, hem yerinde duramaz
Sataşmak işleriydi kızdırmak için beni
Koşardım, kovalardım, bırakmazdım peşlerini
Yakalamak mümkün mü?
Kaçardılar tavşan gibi
Koşamazdım, yorulurdum
Ne de olsa bende henüz küçücük bir çocuktum...
Ah! .. Bir bilseniz! .. Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Çocukluğumu özledim
Bir bilseniz nerelere giderdim
Sincap gibi ağaçların tepesinde gezerdim
Korkusuzca köprülerde, derelerde gezerdim
Yaramazlık yapsam cezasını çekerdim
Sesim çıkmaz korku ile sinerdim
Söz verirdim aileme, bir daha da gitmezdim
Bir daha mı? ... Onları hiç üzmezdim
Yine çocuk olup büyümemek isterdim....
Ah! .. Bir bilseniz! .. Yeniden çocuk olmayı ne çok özledim.
Halide Selcan Karagül