Bugün hayatımda ilk defa duymuş olduğum bir bilgiyi sizlerle de paylaşmak için bu satırları yazmaya karar verdim. Hava güzel olduğu günlerde yaptığımız gibi, bugünkü güneşli ve güzel pazar gününde de ailece yine sabah erkenden, kanal kıyısında yürüyüş yapmaya gittik. Kanal kenarında güneşlenenler, çevresinde bisiklete binenler, yürüyüş yapanlar ve kuğulara yem verenlerle dolu cıvıl cıvıl bir pazar gününe başladık. Yürüyüş yaparken kanal kenarına biraz fazla yaklaştığımızda, kendisine yem vereceğimizi zanneden bir kuğu bize doğru yaklaştı ve çimenlerin üzerine doğru yürümeye başladı. Küçük oğlum da onu görünce, ona doğru koştu ve oğlumun bu tepkisinden korkan kuğu, tekrar hızlıca suya doğru ilerledi ve uzaklaştı. Bu sırada yanımda duran büyük oğlum ise bana, kuğunun şimdi sudan çıkmasına rağmen neden kupkuru olduğunu sordu. Aslında ben bu detayı hiç fark etmemiştim. Gerçekten öyle miydi, yoksa oğlum mu öyle algılamıştı bilemedim. Yanlış bir şey söylememek adına, tam olarak bilmediğimi ama eve gidince araştırıp ona doğru cevabı vereceğimi söyledim. Eve geldiğimizde ilk işim, hemen internetten bu sorunun cevabını bakmak oldu. Evet, oğlum haklıymış, kuğular gerçekten ıslanmazmış. Sebebi ise, tüylerindeki yağ tabakası imiş. Tabi ben bunu oğluma daha güzel bir şekilde göstererek anlatmak istedim ve bunun için hemen ecza dolabından iki parça pamuk aldım. Daha sonra küçük bir leğenin içerisine su doldurdum ve oğluma pamuklardan bir parçasını suyun içerisine batırmasını söyledim. O da pamuğu suyun içerisine batırdığında, pamuk ıslanarak yavaş yavaş suyun dibine doğru çöktü. Sonra ikinci pamuğu zeytinyağına bandırdım ve oğluma vererek, bunu suyun içerisine batırmasını söyledim. Oğlum bu vermiş olduğum ikinci pamuğu suya bıraktığında, bunun batmadığını ve suyun üzerinde yüzdüğünü izledik. Oğluma bu pamuğun batmamasının sebebinin, üzerindeki yağ tabakası olduğunu söyledim. Sonra da ona, kuğuların tüylerinde de böyle bir yağ tabakası olduğu için, onların ıslanmadığını söyledim. O da, hem az önce sormuş olduğu sorunun cevabını doğru bir şekilde, görerek ve yaşayarak öğrenmiş, hem de dağarcığına yeni bir bilgi eklemiş oldu. (Tabii ki ben de)😊
Bu çalışmayı yaparken kullandığımız malzemeler:
- Bir adet küçük leğen
- Su
- Zeytinyağı
- 2 parça pamuk
Hangi konunun, hangi şekilde, ne zaman insanın karşısına çıkacağı hiç belli değildir. Kimi zaman derste, kimi zaman sınavda, kimi zaman bir konuşma esnasında, kimi zaman ise bizimki gibi yürüyüş yaparken... Bence bilmek çok güzeldir, ancak bildiğini başkalarına aktarmak daha da güzeldir. Ben de yeni öğrenmiş biri olarak, bu bilgiyi sizlerle paylaşmak istedim. Az önce de söylemiş olduğum gibi, ne zaman karşımıza çıkacağı belli olmayan, basit, hatta ve hatta önemsiz olarak bile düşünebileceğimiz bu küçük bilgi, belki de hayatımızın bir evresinde çok önemli bir şekilde karşımıza çıkabilir. Bu yazı sayesinde bu bilgiyi öğrenmiş olanların, başkalarına da öğretmesi dileklerimle...
ayyyy bilim adamı oldun seeeen :) kuğular ne zarifmiiş :)
YanıtlaSilEvet ya, ne güzeller değil mi? Ben de çok beğendim. 😊
SilÇocukların sayesinde bilmediklerimizi de öğreniyoruz. Ne güzel:)
YanıtlaSilEvet, artık çocuklar sayesinde her şeye ayrıntılı bakmaya başladık. Gerçekten çok güzel. 🤗
SilÇocukların gözlerinden bakabilsek hayata, görmüyoruz çoğu şeyi sanki artık.
YanıtlaSilEvet, hiç farkına varamadığım bir çok şeyi, oğlumun uyarmasıyla görmeye başladım. Ya yaştan ya da yanlış bakmaktan. 😊
SilAh ya! Ben bunu mavi ciltli küçük Milliyet kitaplarından birinde vardı ördekli bir hikaye. Oradan öğrenmiştim. O yağ tabakasını harekete geçirmek için tüy diplerini gagalıyorlar. O kitabın adını bulayım da okuyayım tekrar.
YanıtlaSilBen bu bilgiyi kaçırmışım. Oğlumun sayesinde yeni öğrendim. Ne demişler, "Öğrenmenin yaşı yoktur."
Sil