Deutsche Kinderbücher

26 Temmuz 2018 Perşembe

Çocuk İşçiliği




Çocuk işçiliğine kesinlikle hayır! Ancak çocukların yaş seviyelerine göre, ev içerisinde ya da dışarıda bir takım  işlerin ucundan tutmasını kesinlikle çok önemsiyorum. Herkes başarılı, zeki, kariyer sahibi bir çocuk sahibi olmak ister. Bunun için bir çok uğraş verir. Pahalı özel okullar, ek dersler, en prestijli dershaneler, vb.  Sonuçta çocuk çok başarılı bir avukat, saygın bir mühendis, kaliteli bir doktor da olabilir. Ancak bir kavanoz kapağını açamayan, duvara bir çivi çakamayan, kendi söküğünü dikemeyen,  hatta bir yumurta kırıp pişiremeyen birçok yetişkin  tanıyorum. Bunların birçoğu da yukarıda bahsetmiş olduğum meslek gruplarından. Fizik, kimya, biyoloji, matematik, İngilizce, Almanca vb. belli bir yaştan sonra da öğrenilebiliyor. Ancak bazı temel beceriler küçüklükte kazanılmalı. Bunun temeli de kesinlikle çocuklukta atılmalı. Tabii ki çocuklar kazma-kürek ile yorulasıysa çalıştırılmamalı, sarmalar, dolmalar yaptırılmamalı.  Evin ihtiyaçları çocuğa karşılattırılmamalı. Ancak yukarıda da söylemiş olduğum gibi; temel bilgiler, beceriler kazandırılmalı, gösterilmeli, öğretilmeli.





23 Temmuz 2018 Pazartesi

Karpuz Yeme Yarışması🍉🍉

Oğlum Eren, yemek konusunda oldukça seçici bir çocuktur. Bazen ne yapsam da, inat ettiyse yediremem. Bunu ancak küçük oyunlarla atlatabiliyorum. Mesela bugün kahvaltı sonrası ara öğün olarak karpuz keseyim dedim. Beni, daha karpuzu keserken gören Eren, "ben istemiyorum" diye bağırmaya başladı. Benim de aklıma değişik bir fikir geldi. Ben en iyisi bu karpuzu küçük küçük dilim yapmayayım, böyle kabuklu büyük dilimle önlerine koyayım dedim. Karpuzu büyük dilimler halinde kestim. 🍉🍉Masaya koydum ve çocukları çağırdım. "Hiç elinizi sürmeden, bu karpuzları yiyebilir misiniz?" Diye sordum. Eymen yaşça büyük olduğu için, rahatça yiyebileceğini söyledi. Eren'de hala bir inat! "Ben istemiyorum" diye bağırdı. Ama abisi ellerini sürmeden karpuz yemeye başlayınca, Eren de ona bakıp heveslendi ve benim hiç ısrar etmeme gerek kalmadan, kendisi yemeye başladı. Hem de öyle bir yedi ki, karpuzunun bitiminde tanınmaz hale geldi😋
Kimin kazandığına gelince: Tabii ki Eymen kazanacaktı, ancak biraz pembe hile yaptık. Eymen uzun uzun bekleyerek yedi ve Eren'i kazandırdık. Tabi bu Eymen'in fikriydi. Kardeşine jest yapmak istedi, ben de hiç karışmadım. Sonuçta ikisini de alkışladık ve böylece bir karpuz macerasının sonuna geldik. Tabii ki mutlu son🍉


22 Temmuz 2018 Pazar

Soğan Baskısı

Okul sıralarında iken hemen hemen hepimizin yapmış olduğu soğan baskısı ile bugün tanışan oğlum, bunu çok eğlenceli buldu. Aslında soğanı salata için kullanacaktım. Ama bütün bir soğan değil de, yarım soğan kullanacağım için, diğer yarısını  çöpe atmaya kıyamadım, bari soğan baskısı ile değerlendireyim dedim. Çok da iyi yapmışım. Hem oğlum eğlenceli dakikalar geçirmiş, hem de soğan ziyan olmamış oldu. Başta da söylemiş olduğum gibi, soğan baskısını bilmeyenimiz yoktur herhalde. Ancak bilmeyenler için kısaca anlatayım. Soğanı ortadan ikiye kesiyoruz. Daha sonra üzerini sulu boya ile istediğimiz renkte boyuyoruz. En son olarak ise soğanın  boyadığınız kısmını, boş bir kağıdın üzerine bastırıyoruz. İşte bu kadar. Yapacak olanlara kolay gelsin.
  






21 Temmuz 2018 Cumartesi

Babalar ve Oğulları




Bugün evde yoğun çalışmam gerektiğinden dolayı, eşim iki oğlumu da alarak "Babalar ve Oğullar" günü yaptı. Önce beraberce kahvaltı yapmışlar, daha sonra biraz dolaşıp sinemaya gitmişler. Babaların, çocukların hem zihinsel, hem de duygusal gelişimi üzerinde kesinlikle çok büyük bir etkisi olduğunu savunuyorum. Babalarla daha fazla vakit geçiren çocukların, özgüvenlerinin daha gelişmiş olduğunu bizzat dersine girdiğim bir çok öğrencide görüyorum. Bu yüzden bazen çocukların bensiz, sadece babalarıyla vakit geçirmelerini çok güzel buluyorum. Bu durum, aslında bazen bana da iyi geliyor. Sanki küçük bir mola vermiş gibi hissediyorum. Herkesin mutlaka bazı dönemlerde evinin küçük bir köşesinde yalnız kalıp, sessizce kitap okumaya, kahve içmeye ihtiyacı vardır. Bunun zamanlamasını da iyi planlayan eş, candır.❤️

20 Temmuz 2018 Cuma

Soğuk Kahve





Yaz tatili denince geç yatmak, geç kalkmak, güneş-deniz-dondurma üçlüsü, park ve eğlence akla gelen ilk kelimeler olsa da, çocuklar için tabii ki ara ara ders çalışmak da bu kavramların yanında olmalı. Dün akşam yine yorucu bir park gezintisinden sonra eve geldik. Banyo ve yemek faslından sonra, baktım çocuklar odada minik minik arabalarla oynuyorlar, çok da eğleniyorlar. Ben de, hemen bu anın keyfini çıkarmak için kendime güzel bir kahve yaptım ve dinlenmeye geçtim. Ama sen misin oturan! Daha kahvemden iki yudum almadan, bizimkiler oyundan sıkıldı ve  etrafımı sardılar. Yani çocuklar oyun oynarken onları sevgiyle seyrederek kahvemi yudumlamak hayali, gerçekten hayal oldu.😀 Bu durumu kurtarmanın en kolay yolu, onların önüne küçük bir uğraş koymak. En basitinden, başka bir oyuncak getireyim diye aklımdan geçirdim, ama biraz da küçük bir ders tekrarı olsa hiç de fena olmaz diye düşündüm. Bu yüzden hemen önümdeki minik arabaları aldım ve minik yapışkanlı kağıtların üzerine çarpma işlemi yazarak arabaların üzerine yapıştırdım. Sonra iki tane kağıt aldım ve birinci kağıda Eymen için çok basit bir otopark çizdim. Arabaların park edileceği numaraları da, arabaların üzerine yapıştırdığım çarpma işlemlerinin sonuçları olacak şekilde hazırladım. Eymen'den, hangi arabanın hangi park yerine ulaşacağını bulmasını istedim. Bu sayede, bu yıl öğrenmiş olduğu çarpma işlemini kısaca tekrar etmiş ve zihin jimnastiği yapmış oldu. Eren için ise diğer kağıdın üzerine düz ve zikzaklı çizgiler çizerek, arabayı bunların üzerinde sürmesini istedim. Bu sayede, el göz koordinasyonu ve dikkat gelişimini desteklemek istedim.  Tabi ben bunları hazırlarken, kahvem biraz soğumuş oldu, ama zaten anneler soğuk kahve içmez mi?















19 Temmuz 2018 Perşembe

Einstein ve Şoförü


Dünkü yazmış olduğum Yaratıcı Düşünme➡️ isimli yazımı tekrar okurken, aklıma uzun zaman önce okumuş olduğum bir hikaye geldi. İnternetten tekrar okuyayım diye araştırırken, onun da kısa bir  animasyonuyla karşılaştım. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. İşte yaratıcı düşünce bu. 👏👏

18 Temmuz 2018 Çarşamba

Yaratıcı Düşünme

Bugün çok güzel bir kısa film izledim. Filmin sonunda verilmiş olan düşünceye tam olarak % 100 katlıyorum diyemesem de, haklılık payı maalesef ki oldukça yüksek. Küçücük bir patlamış mısırı bile yüzlerce nesneye benzetebilen, ya da gökyüzündeki bulutlara bakıp tahmin edemeyeceğiniz kadar çok benzetmelerde bulunan bir çocuk, bir bakmışız ki, ne öğrendiğinin farkında bile olmadan, yapmış olduğu ezberlerin içerisinde kaybolmuş. Bu yüzden öğretmenlere çok iş düşüyor. Çocuklara öğrenmeleri gereken şeyleri ezberden ziyade, anlayarak zihinlerine yerleşmesini sağlayacak yöntemler bulmak ilk hedefleri olmalıdır. Tabii ki bunu, evde anne babalar da desteklemeli ve geliştirmelidir. Ben bu videodaki annenin tutumunu çok beğendim. Çocuğunu teselli ederken, bir yandan da ona çok güzel başarıya gidecek bir yol gösteriyor ve ona karşı olan inancını, güvencini gösteriyor.
Ayrıca çocuğun sınıf arkadaşlarının tutumu ise tam bir klasik örnek. Her zaman söylediğim gibi, çocuklar birbirleri karşısında çok acımasızlar. Kimi nasıl vurabileceklerini çok iyi bilirler. Bu yüzden çocukları hem böyle acımasız olmamaları için eğitmek, vicdani duyguları kalplerine yerleştirmek; hem de böyle bir durumla karşı karşıya geldiklerinde, duygusal durumlarının güçlü olabilmesi için psikolojik olarak hazırlamak gerekiyor. Tabii ki bu öncelikle evde, daha sonra okulda gerçekleştirilmeli. Yani ev sadece yemek yiyip uyuma alanı, okul da sadece 2 + 2 =4, H2O= su ... vb. bilgilerin edildiği bir kurum olmamalıdır. Çocukların yaratıcı düşüncelerinin her iki alanda da geliştirilmesi ve pekiştirilmesi gerekmektedir. 


17 Temmuz 2018 Salı

Yaz Güzel ☀️

Sıcak yaz günlerinde, çocuklarla yapılabilecek en güzel aktivite, dışarıya çıkıp bol bol yürümek, gördüğünüz parklarda duraklamak ve tadını çıkartmak, tabii ki en sonunda dondurmayla günü kapatmak. Hem masrafsız, hem eğlenceli, hem sağlıklı...

Konuşup zıplamaktan yorulan çocuklar, eve gelince güzel bir duş alıp, dinlenme moduna geçince; anne de kendine güzel bir Türk kahvesi yapıp, balkonda manzaraya karşı içecek. ☕️


 

 





16 Temmuz 2018 Pazartesi

Berlin Hayvanat Bahçesi



Hayvanların gerçek renk, boyut ve görüntülerini en yakından görebilmenin en güzel ortamı, tabii ki hayvanat bahçeleridir. Biz de dün çocuklarla birlikte, Berlin'deki büyük hayvanat bahçesini ziyaret ettik. Çok eğlenceli, eğitici; ama bir o kadar da yorucu bir gün geçirdik. Daha önceki yazılarımda da özellikle belirtmiş olduğum gibi, insanları sevmek için doğayı, bitkileri, hayvanları; kısacası tüm canlıları sevmek gerekiyor. Çocuklara bunları sevdirmenin yolu da, öncelikle hayvanları ve onların ne kadar değerli ve biyolojik denge için ne kadar gerekli olduğunu güzel bir şekilde anlatmak, mümkünü varsa göstererek tanıtmaktır. 
Yapmış olduğumuz hayvanat bahçesi gezisi; çocukların gözlem yapma becerisine, büyüklük-küçüklük kavramlarının zihinlerinde daha iyi yer etmesine, kelime dağarcıklarının zenginleşmesine ve dış dünyayla daha güzel etkileşime girebilmelerine çok büyük katkıda bulundu. Bunların yanında tabii ki, yaz tatilinin ilk günlerinden birini, çok mükemmel bir şekilde arkalarında bırakmış oldular.










14 Temmuz 2018 Cumartesi

Yaralı Çocuk ve Yara Bandı





Çocukların küçük parmak kaslarını geliştirmenin en güzel yöntemlerinden bir tanesi de yara bandı açmaktır. Bu işlem biz büyükler için çok kolay bir iş olarak görünmesine karşın, çocuklar için oldukça zor bir eylemdir. Yara bandını açarak ve bu açtığı bandı yapıştırarak çocukların parmak kasları epeyce gelişir. Tabii ki bunu monoton bir şekilde yapmak, çocuklara pek de heyecanlı gelmeyebilir. Bunu küçük bir oyunla desteklersek, hem heyecanlı, hem eğlenceli, hem de oldukça eğitici olabilir.
Bunun için ben hemen beyaz bir kağıda, yaralı bir çocuk resmi çizdim. Çocuğun her yarasını, farklı bir şekille belirttim. Bu şekillerin aynısını, yara bantlarının üzerine de çizdim. Eren'e hangi yara bandının hangi yaraya ait olduğunu bulmasını söyledim. Çok eğlenerek yaptı. Gerçekten de, yara bantlarını açmakta biraz zorlansa da, kendi kendine uğraşarak başardı. Bütün bantları yapıştırdıktan sonra, bu şeklimize bir de hikaye oluşturduk.
Ben Eren'e, "Bu çocuk neden böyle yaralanmış?" Diye sordum. O da bana "Galiba bisikletten düşmüş" dedi. (Sanırım bu sıralar bisikletle fazlaca oyalandığından, aklına hemen bisiklet geldi.) 
"Nereleri acımış?" Diye sorarak, kelime dağarcığının ne kadar geniş olduğunu kontrol ettim. "Omuz" haricinde hepsini bildi. Yani bugün bu aktivite sayesinde yeni bir kelime de öğrenmiş oldu. 
"Bantları yapıştırdıktan sonra iyileşmiş midir?" diye sordum. O da "Evet, iyileşmiştir. Artık acımaz." Diye cevap verdi ve küçük hikayemizi mutlu sonla tamamlamış olduk. 
Hazırlaması sadece 2 dakikamızı alan bu çalışma, çocuklar için gerçekten hem fiziksel, hem duygusal, hem de zihinsel olarak çok güzel bir aktivite.  Bu çalışma ile birlikte çocukların, başta da söylemiş olduğum gibi hem parmak kasları, hem el göz koordinasyonları, hem dikkatleri  hem de eşleştirme becerileri gelişecektir. Bu yüzden bu çalışmayı her anne-baba için tavsiye ediyorum. Gerekli olan malzemelerimiz ise, her evde bulunabilecek olan kağıt, kalem ve yara bandı. Yapacak olanlara "kolay gelsin" ve "bol eğlenceler" diliyorum.













FHXB

Yaz tatili geldi, karneler alındı. Şimdi sıra tatilde. Çocuklarla yapılabilecek en güzel kültür gezilerinin  başında tabii ki müzeler gelir. Biz bugün evimize en yakın, küçük ve çocukların ilgisini çekebileceğini düşündüğüm FHXB Müzesi'ni tercih ettim. Tercihimde de yanılmadığımı, oraya gittikten sonra iyice anladım. Çocuklar oldukça ilgilendiler ve epeyce de bilgilendiler.  Zaten hedefim de buydu. Hem eğlensinler, hem öğrensinler istemiştim. Müzenin ilk katında, bizim oturduğumuz semtin sokaklarının eski zamanlardaki maket hali vardı.  Oradan evimizin yerini bulduk ve şimdiki hali ile kıyasladık. Eymen için çok ilgi çekici oldu. Bazı yerlerin aynı kaldığını, bazı yerlerin ise oldukça değiştiğini çok güzel bir şekilde görmüş; küçük de olsa, bir tarih dersi almış oldu.





Müzenin ikinci katında sürekli yenilenen resim sergileri bulunuyor. Burada sergideki fotoğraflara bakıp, portrelerin kimlere ait olduğunu okuduk. Bu katta gördüklerimiz, hem benim, hem de çocuklar için güzel bir genel kültür bilgisi oldu.









Üçüncü katta ise yere çizilmiş olan kocaman bir Berlin haritası var. Bu haritada bazı noktalar numaralanmış. Bu numaralanmış noktalar ile ilgili tarihi bilgileri kulaklıkla dinlenip, bilgi sahibi olunabiliyor. Biz de öncelikle kendi evimizin bulunduğu noktayı,daha sonra Eymen'in okulunun
bulunduğu noktayı dinledik.  Oldukça akıcı bir dille anlatılmış olan bu bilgilerin bir çoğu, benim için de yeni öğrenmiş olduğum bilgiler arasına katıldı. Sanırım bu kat için 5-6 saat daha  gerekiyordu. Ancak  hem yorulan, hem de acıkan çocuklar için bugünkü gezimizi kısa tutmak zorunda kaldık.  En kısa zamanda, kaldığımız yerden devam etmek üzere müzeyi terk ettik. Berlin'i gezecek olanlar için
tavsiye ediyorum.



12 Temmuz 2018 Perşembe

Üflemeli Resim Boyama


Yine çocuklarla birlikte yapılabilecek mükemmel bir ev etkinliği ile karşınızdayız. Üfleyerek resim boyama: 
Hem farklı bir boyama tekniği, hem nefes egzersizi, hem de eğlenceli dakikalar. Daha ne olsun😉 

Ayrıca gerekli olan malzemelerimiz ise her evde bulunabilecek, sulu boya, fırça, su ve pipet. Tabii ki bir de resmimizi yapmak için boş bir resim kağıdı. Gerisi hayal gücünüze kalmış. Biz en basitinden bir güneş yaptık. 

 


Bu çalışmayı yapmak için, önce güneşin ana hattı olan yuvarlak kısmını ben sulu boyayla bol sulu olarak çizdim. Sonra oğlumun eline pipeti verdim ve üfleyerek güneşin ışınlarını oluşturmasını istedim. Çok eğlenerek ve isteyerek yaptı. Daha sonrada güneşe beraberce göz ve ağız yaptık.
En son ise fırça ve boyayı tamamen eline geçirip, istediği gibi boyalarla dans etti diyebilirim.
 

Tabii ki çocuğunuzun yaşına göre daha detaylı ve zor bir figür yapabilirsiniz. Benim oğlum iki buçuk yaşında olduğu için güneş çizimi bizim için ideal oldu.
Herkese tavsiye ediyorum ve yapacak olanlara bol eğlenceler diliyorum.

Prag'dan Paylaşımlar 2



Bugün oturup fotoğraflara baktığımda, Prag'dan paylaşmadan edememeyeceğim birkaç fotoğrafla karşılaştım. Örneğin Tyn Kilisesi. Prag'ın en ünlü yapılarından biri.

   

Şehir içinde bolca rastlayabileceğimiz turist gezdirme arabaları:

 


Prag'da karşılaştığım ve bana gerçekten ilginç gelen bir durumu da paylaşmak istiyorum. Ara ara görmüş olduğum bazı dilenciler, bu zamana kadar gördükleriminden biraz daha farklıydı.
Neden mi?



Hepsi böyle duruyordu. Neden böyle durduklarına anlam veremedim ama merak da ettim. Ancak Çek dilini konuşamadığım için birebir soramadım. Ancak otele döndükten sonra internetten araştırdım. Buradaki dilenciler için, dilenmek utanç verici olduğu için yüzlerini bu şekilde saklıyormuş. 



Bu da önceki yazımda bahsetmiş olduğum, şehir içerisinde turistleri taşıyan kırmızı 
hatlı otobüs. 



Burası da bir ara cadde. Yani her yapısı tarihi birer harika.